KARADENİZ EREĞLİ'DE İNANIŞLAR |
|
|
|
|
|
Mitolojik kaynaklara göre Karadeniz Ereğli, Delf Hatifi (Şükran İfadesi) kehaneti ve emriyle kurulur. Altın Post'u aramak için Karadeniz'e gelen Argonatlar'ın Karadeniz Ereğli'ye uğramaları kentin ününü ortaya çıkaran ilk etkendir. Karadeniz Ereğli'deki Cehennemağzı Mağaraları, Hades'in ülkesine (ölüler ülkesi) giriş yollarından biri olup, Apollon, Heracleia, Orhheus ve Serapis inanışlarının içinde değerlendirilmiş ve yüzyıllar sonra Hristiyanların ilk gizli ibadet bölgelerinden biri olmuştur.
Antikçağın kehanetgah merkezlerinden biri olan mağaralar, Heracles'in Kerberos ile mücadelesine de ev sahipliği yapmıştır. Dor kavimlerinin ulusal kahramanı yarı tanrı Heracles, Kerberos'u etkisiz hale getirince şehrin adı başarısından dolayı Heracleia Pontika olarak anılmaya başlar. Heracles'e adanmış kentlerin ortak adı olan Heracleia kavramı; Attike, Sikla, Syros, Kaş ve Agiron gibi birçok Anadolu kentinde, Heracles adına kutlanan bayramların da ortak adı olmuş ve Heracleia inanışının oluşmasını sağlamıştır. Mitolojiye göre ölüler ülkesi'ne girip sağ çıkanlardan biri de Orpheus'tur. Orpheus, dinleyenleri büyüleyen müziğiyle Kerberos'u etkilemiş ve Heracles'in ölüler ülkesi'nden Kerberos'u dışarı çıkarmasına yardımcı olmuştur. Orpheus, Lir denen müzik aletiyle ve müzik yeteneğiyle antikçağda Orphik denen bir inanışın doğmasına neden olmuştur. Kentin ve Cehennemağzı Mağaraları'nın Biliciler Merkezi olarak anlatımı da Apollon inanışlarını oluşturmuştur.
M.ö. 8. yy'da başlayan Fenike ve Karya kolonistlerinin yayılma politikalarının Karadeniz kıyılarına ulaşması ile birlikte Serapis inanışı meydana gelir.Serapis inanışı yeraltı tanrılarıyla ilgili bir Mısır efsanesinden doğar. İskenderiye'deki Serapis Tapınağı'nda tanrı Serapis sağ eliyle Kerberos'u tutar ve sol eliyle asasını havaya kaldırır. Şehrin mimari süslemelerinde bereket, cinselik, saflık ve yeniden doğuşu simgeleyen lotüs bitkisi (Mısır Lotüsü) bezeme öğesi olarak kullanılmıştır. Yeraltı tanrılarının birbirinden binlerce kilometre uzaklıktaki benzerliği, tanrıların evrenselliğinin simgesi olarak kabul edilmiştir. Ancak Hristiyanlığın ortaya çıkmasıyla bu inanış ortadan kalkmıştır. Persler'in Karadeniz Ereğli üzerindeki etkisi ile Pers'li Amastris'in Karadeniz Ereğli ve Amasra'da kraliçe olduğu dönemde bazı Mithra inanışları ortaya çıkar.
Mithra mitolojisine göre; ilk buğday tohumu ve üzüm tohumları kurban edilen bir boğanın kuyruğundan akan kanların sıçramasıyla oluşmuştur. Karadeniz Ereğli'de bulunan kalıntılarda üzüm salkımları ve asma yaprakları sıkça kullanılmıştır. Mithra ayinleri çoğunlukla yüz kişiyi alabilen mağaralarda yapılır. Ayinlerde kutsal su ile yıkanmak gerektiğinden bu mağaralarda su bulunması gerekir. Cehennemağzı Mağaraları'nın fiziksel özellikleri Mithra ayinlerine uygun bir şekildedir.
Ayrıca Ayazma (Kutsal Su) mağarasında bulunan suyun Amastris tarafından kurulan Amasra kentiyle bağlantısı olduğu yönündeki söylenceler bu nedenle ortaya çıkmış olabilir. M.S. 100 yıllarında Hristiyanlık, Anadolu'daki ilk örgütlenmelerine Heracleia Pontika ve Heracleia Pontike tarafından kurulan Amastris ve Tielum kentlerinde başlar. Romalılar, Hristiyanlara karşı hoşgörü ile yaklaşmayıp kendi düzenledikleri resmi ayinlere katılmayan Hristiyanları yakalayarak öldürdüler ve eziyetler yaptılar.Bu nedenle Hristiyanlar ibadetlerini gözlerden uzak mağaralarda inlerde yapmaya başladılar. Bu aynı zamanda Hz. Meryem'in Hz. İsa'yı bir mağarada dünyaya getirmesi ile de bağlantılıdır. Dolayısıyla Hristiyanlar mağara kiliseleri kurmaya önem vermişlerdir.
Roma İmparatoru Trainaus döneminde (M.S. 98 - 117) Bitinya valisi olarak görev yapan Plinius, imparatora yazdığı mektuplarda Karadeniz Ereğli'deki Hristiyanlık hareketlerinden bahseder ve bölge hakkında bilgiler verir. Yuhanna İncili'ne göre Hz. İsa'nın 12 Havarisinden biri olan ve ilk havari olarak kabul edilen Aziz Andreaos, Heracleia'da misyonerlik yapmaya başlar. Hristiyanlığın gelişimi ile birlikte Heracleia, Bizans İmparatorluğu döneminde yapılan dinsel toplantılarda metropolis ve metropolit olarak temsil edilmiştir. Ve bugün bulunan mağaralardan sadece bir tanesi Kilise Mağara olarak tanınmakta ve katakomp olduğu bilinmektedir. Mağaranın içerisinde kilise motifleri, taban mozaikleri, mezar taşları, erken hristiyanlık dönemine ait sütun ve başlıklar halen durmaktadır. Karadeniz Ereğli'de Osmanlı egemenliği döneminde Türkleşme süreci ile birlikte İslami yapılaşma da artar. Osmanlılar'dan önce yıkılan bir çok Bizans dönemine ait kilise onarılır ve cami olarak kullanılmaya başlanır. |
|
|